Erciyes Üniversitesi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, UNESCO ve İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu tarafından düzenlenen “1. Uluslararası Medya, Dijital Kültür ve Din Kongresi”, Radisson Blu Hotel’de gerçekleşti.
İki bölüm halinde yapılandırılan kongrenin ilk bölümü çalıştay şeklinde yüz yüze olarak organize edildi. İkinci bölüm ise çevrimiçi bildiri sunumlarından oluştu.
“Medya ve İslamofobi – İslam Karşıtlığı” konusunun farklı boyutlarıyla ele alındığı çalıştayın son oturumu; medya, dijital kültür ve din ilişkisine ayrıldı.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Erciyes Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Hakan Aydın, Erciyes Üniversitesi’nin medya ve din alanında öncü bir üniversite olduğunu vurgulayarak, 2018 yılında Türkiye’de ilk Medya ve Din Araştırmaları Merkezi’nin Erciyes Üniversitesi bünyesinde kurulduğunu söyledi.
Ardından Medya ve Din Araştırmaları Dergisi’nin yayına başladığını ve bu derginin Türkiye’de medya ve din alanında merkez haline geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Hakan Aydın, “Erciyes Üniversitesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ile yakın bir iş birliği geliştirerek, bu merkez ve dergi aracılığıyla özellikle islamofobi konusunda dünyada ses getirecek programlara imza attı. Bundan sonra bu çalışmaları, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın islamofobiye dönük çalışmaları ile entegre etmeyi planlıyoruz” dedi.
Uluslararası Medya, Dijital Kültür ve Din Kongresi’nin Türkiye’de bu kapsamda düzenlenen ilk kongre olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aydın, “Bu kongre; Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu, Erciyes Üniversitesi, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi, Viyana Üniversitesi Gazetecilik ve İletişim Bilimleri Enstitüsü, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü, BAE Amerikan Üniversitesi, Uluslararası Medya Enformasyon Derneği, Medya Derneği, Medya ve Din Araştırmaları Dergisi olmak üzere geniş ve saygın bir konsorsiyum eliyle yürütülüyor. İlk olması nedeniyle geniş bir davetli listesine yer verdik. İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu’ndan Dr. Hacı Ali Açıkgül ile Prof. Dr. Noura Zaid Al-Rashoud, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nden Prof. Dr. Shukran Abdul Rahman, Sultan Qaboos University’den Prof. Noureddine Miladi, Viyana Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jörg Matthes, Uluslararası Balkan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şener Bilalli, Devlet İslam Üniversitesi’nden Prof. Dr. Moch Fakhruroji, Maryland Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sahar Khamis, Türk-Alman Üniversitesi’nden Doç. Dr. Enes Bayraklı, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü’nden Dr. Sofya Ragozina olmak üzere çok saygın davetli konuşmacılarımız var. Bu vesileyle 1. Uluslararası Medya, Dijital Kültür ve Din Kongresi’nin düzenlenmesine ciddi katkılar sağlayan başta Kültür Bakanlığı olmak üzere Radyo ve Televizyon Üst Kurulu başkanımıza, başkan vekilimize, onların şahsında RTÜK ailesine, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’na, Kayseri Valimiz Sayın Gökmen Çiçek’e, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Memduh Büyükkılıç’a, misafir bulunduğumuz otel için Hayırsever İş İnsanı Sayın Süleyman Çetinsaya’ya ve Rektörümüz Prof. Dr. Fatih Altun’a çok teşekkür ediyorum. Özel teşekkürümüz İslam İşbirliği Teşkilatı Bağımsız Daimi İnsan Hakları Komisyonu Üyelerine” şeklinde konuştu.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan Vekili Orhan Karadaş ise kongrenin başlıklarının her birinin ayrı ayrı üzerinde günlerce konuşulacak nitelikte önemli olduğuna dikkati çekerek, “Çağımız iletişim çağı, medya ise son derece önemli ve hayatın akışını etkileyen bir konumda. Önceden görsel ve yazılı basın vardı. İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte bu daha da çeşitlendi. Sosyal medya ile birlikte başka bir noktaya geldi. Biz bütün bu başlığı artık anayasal olarak da özgürlükleri teminat altına alınmış ‘basın’ değil de ‘medya’ şeklindeki daha geniş bir tanımlama ile iletişim alanını ifade ediyoruz. Dijital kültür, hayat tarzı ve alışkanlıkların tümünü kapsayacak bir noktada. Asıl mesele bizim bu yeni duruma nasıl uyum sağladığımız. Özellikle milli kültürümüzü dijital kültür karşısında nasıl koruduğumuz, ne tür tedbirler aldığımız ve bundan sonrası ile ilgili ne tür planlamalar yaptığımız. Bu toplantının bu konuda çok önemli veriler ortaya koyacağı kanaatindeyim” dedi.
Bu yeni medya düzeninin kaçınılmaz olarak inanç sistemlerini de etkilediğine işaret eden Orhan Karadaş, “Medya dini mesajların temelini oluşturmaya başladı. Dijitalleşme ile birlikte bir de güvenilirlik sorunu ortaya çıktı. Dini mesaj aktarımları bilinçli ve sistematik yapıldığı gibi kasıtlı ve yanıltıcı da yapılabiliyor. Sureti haktan görünüp mukaddes dinimizi hain emellerine alet edenleri hep birlikte gördük. Diğer taraftan dezenformasyon çok ciddi bir tehlike haline gelmiştir ve mutlaka tedbir alınması gerekiyor. Doğal olarak yeni medya düzeni ve dijital araçlar aslında İslam düşmanlığına da malzeme edilebiliyor. İslamofobiyi de İslam düşmanlığı doğurdu. Dilimize yerleşen ve kabul gören bu islamofobi tanımını kabul etmediğimi ve buna katılmadığımı özellikle belirtmek isterim. Çünkü İslam ne fobi ne de hobidir. İslam bir yaşayış biçimidir. Müslümanlara karşı dışlamayı, ayrımcılığı ve şiddeti içeren bu kavramı medya aracılığıyla yerleştirmek, dijital kültürün bir parçası haline getirmek İslam inancına da Müslümanlara da bir haksızlıktır. İslamiyet’e ve Müslümanlara karşı bu dışlayıcı tutumu yine onların kullandığı yöntemleri kullanarak cevap vermek ve işin aslını ortaya koymak da bir mecburiyet haline gelmiştir. Biz Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak bu konuya büyük önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.